ULU ÖNDER ATATÜRK’Ü SAYGI VE ÖZLEMLE ANDIK...

ULU ÖNDER ATATÜRK’Ü SAYGI VE ÖZLEMLE ANDIK...

ULU ÖNDER ATATÜRK’Ü SAYGI VE ÖZLEMLE ANDIK...

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 77. yıl dönümünde saygı ve özlemle andık.

Atatürk’ün ölümünün 77. yıldönümü ve “Atatürk Haftası” dolayısıyla okulumuzda 6.sınıf öğrenci ve öğretmenlerimiz tarafından Atatürk’ü Anma Programı düzenlendi. Okulumuz konferans salonunda öğleden önce ilkokul öğrencilerimize, öğleden sonra ortaokul öğrencilerimize ve velilerimize gerçekleştirilen anma programında duygusal anlar yaşandı. 

6. sınıf öğrencilerimiz skeçler, slaytlar, şiirler ve şarkılarla Atatürk’ü anarken, Ortaokul Müdürümüz Savaşkan İlmak, böylesine bir duygu sağanağı yaşatan öğrenci ve öğretmenlerimize teşekkür ederek, “Bugün hazırladıkları törenle emeklerimize en güzel karşılığı veren sevgili çocuklarımızı alınlarından öpüyoruz.\" dedi. 

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 77. yıl dönümü dolayısıyla okulumuzda öğrenci, öğretmen ve velilerin katılımıyla özel bir anma programı gerçekleştirildi. 

Okulumuz Konferans Salonu’nda Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan anma programında günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Sosyal Bilgiler Öğretmeni Mehmet Ali Demirci şunları söyledi; 

“Bugün burada, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi ve mimarı ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 77.yıldönümünde onu anmak amacıyla toplanmış bulunuyoruz. Değerli misafirler herkesin bildiği gibi, eşsiz devlet adamı, 20. yüzyılın yetiştirdiği en büyük deha ve de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, M. Kemal Atatürk’ü 77 yıl önce bugün kaybettik.

Mustafa Kemal ATATÜRK\'ÜN hayatını ve onun kişisel niteliklerini sıralayacak olursak; vatanına ve milletine çok yüce duygularla bağlı, vatan müdafaasını her şeyin üzerinde tutan, ulus sevgisi kıyaslanamayacak bir tutku derecesinde olan, hayattayken ve ölümünden sonra da maddi ve manevi tüm varlığını çok sevdiği milletine adamış bir devlet adamı ve de komutan olduğunu söyleyebiliriz. Onun en büyük emeli; Türk milletinin “En medeni ve refah seviyesi yüksek bir millet olarak varlığını sürdürmesi idi. M. Kemal Atatürk bunları arzularken asla hayalperest olmadı. “Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz” söylemi bunun en bariz kanıtıdır. Zira ona göre akıl ve mantığın üstesinden gelemeyeceği hiçbir iş yoktu. Bu nedenledir ki hayata geçirdiği başarılı reformların temelinde de akıl ve mantık vardı. Ona göre; bilim ve teknik ,hayatımıza hakim olmalıydı bu sebeple ilim ve fen dışında kalan tüm hurafeler, anlamsız, mantıksız, çağdışı ve hastalıklıydı. 

Atatürk deha kişiydi. Askeri ve siyasi alanlarda daha önce uygulanmamış yöntemler uygulayarak, o günün şartlarında hayal edilmesi bile imkansız güç işlere imza atmıştır. Bunlardan ilk akla gelenleri: Yeni bir ordunun oluşturulması, halkın ikna edilmesi, yurdun düşmandan temizlenmesi, yeni bir devletin ve yönetim şeklinin teşekkül ettirilerek eski olan devlet sisteminin kaldırılması , siyasi, toplumsal, ekonomik ve hukuki alanlarda yapılan çok sayıdaki reformist hareketlerdir.
Atatürk’ün görüşleri kati ve isabetlidir. Çanakkale savaşlarında düşman donanmasının nereden çıkarma yapacağını sezmesi, 2. Cihan Harbini daha önceden tahmin etmesi, Hatay’ı Türkiye topraklarına katması onun ileri görüşlü bir lider oluşunun en belirgin kanıtlarıdır. Fakat askeri alandaki tüm başarılarına rağmen “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünün sahibi olan Atatürk, mecbur kalınmadığı müddetçe savaşı cinayet olarak telakki eden bir liderdi.

Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmanın eğitimle olacağına işaret eden Atatürk, eğitimin milli olması gereğine inanmıştır. Zira O, eğitimin gücünden bahseden bir söylevinde : “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı,yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.”demektedir. Atatürk bağımsızlığına çok düşkün bir liderdi. Ona göre Türk ulusu esir yaşayamazdı. Bu nedenle Milli Mücadeleyi Anadolu satında başlattığında parolası da “Ya istiklâl, ya ölüm”dü.

Sonuç Olarak: En büyük eserim diye nitelendirdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk, kuşku yok ki Türk ulusunun yetiştirdiği en büyük Türk’tür. İçinde bulunduğu asrı aşıp gelecek asırlara da ışık tutan bir dehadır. Atatürk’ün vasıflarını sayarak bitirmek oldukça güçtür ancak memleketine en büyük iyilikleri etmiş bu insanın Türkler hakkında söylenmiş bütün sözlerin yanlış olduğunu göstermek için verdiği mücadele ve bu alanda elde ettiği başarıların da taktir edilmesi gereken vasıfları arasında bulunduğunu da unutmamak gereklidir.

“Atatürk gibi insanlar, bir kuşak için doğmadıkları gibi bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerinin tarihinde hüküm sürecek insanlardır.”
“Asırların pek nadir olarak yetiştirdiği dâhi” lerden olan Atatürk’ün, aramızdan ayrılışının 77. yılında rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.

Bıraktığı ölümsüz eserlerin varisi olmakla daima gurur duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 76. yılında; onu her zamankinden daha iyi anlamak ve hatırlamak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Bugün, bütün Türk ulusu derin bir sessizlik içinde, onun ruhunu sevgiyle anmaktadır.
Gözlerimizin önündeki ışık yüzü henüz solmamıştır. Vatan üstündeki yiğit sesi her taraftan işitilmektedir. Mustafa Kemal adı, gönüllerimizde dalgalanan bir bayrak, damarlarımıza vuran bir nabızdır.

Türk tarihi Mustafa Kemal’ i yüzyılların içinden süze süze getirmiş ve bir 19 Mayıs sabahı Türk ulusuna, tarihin en büyük ödülü olarak sunmuştur. Onun atılışlarında binlerce neslin, Türk ruhunun şahlanışı vardır. Onun haykırışlarında binlerce yılın mahremiyetinden, bir isyan, bir feryat vardır. Onun içindir ki ölümü ile yeryüzünün üstündeki büyük bir ışık sönmüştür. 

İnsanlar çeşit çeşit ölebilirler… Ölmeden evvel ölebilirler, sayılı yıllarını bitirdikleri için ölebilirler. Fakat bir insan varki, onu olaylar yıpratamaz, yıllar tüketemez. Herkese boyun eğdiren ecel onun manevi varlığına dokunmaz. 

1881 Atatürk ‘ün doğum tarihtir. 1938 asla ölüm tarihi olamaz. Bu tarih ancak ölümlü bedeninin dünyayı terk ettiği, gözlerini bu dünyaya yumduğu tarihtir. Bu iki tarih arasındaki yaşamı ise bir destandır, efsanedir. 

Ünlü bir devlet adamının da dediği gibi “Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre içinde doğmazlar. Onlar önderlikleriyle milletlerin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır. 

Her 10 Kasım hesap verme günüdür Ata’ya. Yaşlı gözlerle ürkek ürkek çarpan yüreğimizle feryat figan günü değildir. Neler yaptık bu ülke için, bağnazlığa geriliğe karşı yılmadan durabildik mi, anlatabildik mi Ata’yı çocuklarımıza, uygulayabildik mi ilkelerini, dahası sevdik mi bu toprağı, bu toprağın insanını onun kadar. 

Doğumundan ölünceye kadar tüm yaşamını Türk ulusuna ve yurduna adayan ATATÜRK!
Seni özlüyoruz ve her zaman izinden gideceğiz.”

Ulu Önder Atatürk’ü anma etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen anma programında 6. sınıf öğrencileri tarafından sunular skeç ve canlandırmaların yanı sıra, şiir ve şarkılar seslendirildi. Program sırasında izleyicilerin duydu dolu anlar yaşadıkları özellikle öğrencilerimizin Atatürk’ün ölüm anını canlandırdıkları sırada gözyaşlarına hakim olamadıkları gözlendi. 

Öğrencilerin programlarını tamamlamasının ardından sahneye davet edilen Ortaokul Müdürümüz Savaşkan İlmak \" Bu yıl şu ana kadar gerçekleşen ve şu andan sonra gerçekleşecek bütün törenlerin en trajik olanı bu törendir. Trajik diyorum çünkü zıtlıklarla örülü. Bugün hem ölümden bahsediyoruz hem umuttan bahsediyoruz. Bu güzel tablonun karşısındayız ve iyimserlik ağır basıyor. Atamız eminim bizi seyrediyor ve kesinlikle ruhu şad oldu. O’da kıvanç içerisinde böyle evlatları olduğu için. Yarınlarımız daima aydınlık olacak ondan hiç kuşkumuz yok. Bu anlamlı töreni hazırlayan başta sevgili öğrencilerimize sonra katkı koyan emeği geçen bütün öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Bugün hazırladıkları törenle emeklerimize en güzel karşılığı veren sevgili çocuklarımızı da alınlarından öpüyorum.\" dedi.

Genel Müdürümüz Nazmi Ünal ise törenin kapanış konuşmasında “77 değil 177 yıl da geçse ülkemizin her metrekaresinde Atatürk’ün ışığı yanmaya devam edecek. Öğrencilerimizin sunduğu bu duygusal programın her dakikasından gurur duydum. Atamızı ölümünün 77.yılında bugün bir kez daha minnetle, şükranla ve rahmetle anıyorum. Onun idealine baş koymuş bütün gazileri, şehitleri ve sayısız gizli kahramanı da rahmetle yad ediyorum. Bu programın hazırlanmasında emeği geçen öğrencilerimin gözlerinden öper öğretmenlerime de sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.” şeklinde konuştu.

Genel Müdürümüz Nazmi Ünal konuşmasının ardından programın hazırlanmasında emeği geçen ve bu duygu sağanağının yaşanmasına neden olan öğrenci ve 6.sınıf zümre öğretmenleri Bircan Bahar, Mehmet Ali Demirci, Esin Orhan, Emine Kıyan, Esennur Demirer Elmacık, Mehmet Küçük, Harika Çelik, Ebru Çeker ve Adil Yerli’yi sahneye davet ederek kutladı. 

Program sonrasında velilerimize ve bütün öğrencilerimize Medya Kulübümüzün 10 Kasım için özel hazırladığı Atatürk’ü anlatan 10 Kasım Özel gazetesi Medya Kulübü öğrencileri tarafından dağıtıldı.

ULU ÖNDER ATATÜRK’Ü SAYGI VE ÖZLEMLE ANDIK...
Hemen Ara WhatsApp Yol Tarifi